"AĞRILARLA YAŞAMAK ZORUNDA DEĞİLSİNİZ..."

Ağrısı veya herhangi bir yerinde 'acı' hissi olmayan pek az insan yaşamakta modern dünyamızda.

Duruş ve hareket birbirinden bağımsız olmadığı için, en ufak bir duruş değişikliği, omurganın eğrilerinde dengesizliğe neden olur

ve bu durum ağrı olarak karşımıza çıkar.

​

Omurga, baş, boyun, omuz, göğüs kafesi, kalça, diz, bilek ve ayak...

​

Denge ve beden çizgisi; eklemlere ve kaslara binen yükün etkisini artırmakta veya azaltmakta çok önemlidir. 

​

Duruş ve hareket birbirinden bağımsız değildir. Biz, hareketsiz durduğumuzu düşünürken aslında, kaslarımız ve sinirlerimiz, yer çekimine ve etrafımızdaki olaylara karşılık saniyede yüzlerce düzenleme yapmaktadır.

​

Omurların arasındaki mesafenin 'uzaması', yaşlanmayla birlikte yer çekiminin etkisini azaltmaya ciddi anlamda yardımcı olur.

Rahat hareket edebilen esnek bir omurga, sağlıklı yaşayabilmek ve doğru hareket edebilmek için çok önemlidir.

​

Hareketlerimiz, bedenimizin farklı yerlerindeki eklemlerinde meydana gelir. Yapılan her hareket, bazı eklemlerin bir yönde hareket etmesini sağlarken, bazı eklemlerin sabit kalmasını gerektirir. 

​

'Sabit kalma hali', hareketi yapmakta olan kasların zamanından önce veya yanlış yöne gitmesini engellemek içindir. 

'Merkezin sabitliği'; kalça, omurga, omuz, göğüs kafesi ve başın sabit kalabilmesi için çok önemlidir. Bu nedenle kas dengesi, hareketlerimizin doğru olabilmesi için gerekli olan en önemli koşuldur.

​

Her eklemin farklı hareket kabiliyeti vardır. Genelde sorunlar, günlük yaşamdaki 'yanlış kullanımdan' dolayı eklemlerin içinde veya etrafında oluşmaktadır. Bedenin herhangi bir yerindeki gelişme, diğer bütünü de etkileyecektir. Bu nedenle eklemleri hareket ettiren ve destekleyen kasları güçlü ve esnek tutabilmek, beden sağlığımız için çok önemlidir.