top of page
wwalls_edited.jpg

Yaşamak-8

Tam 55 yıl devam eden bir kısıtlama, yok sayma, hatta belki de engelli olma hali...

3 yaşında babasına koşarken sağ tarafı üstüne düşen ve ayağa kalktıktan bir kaç gün sonra sol tarafında his kaybıyla başlayan kısmi felç durumundaki öğrenciydi bu defa çalışmam için beni bekleyen.

 Sol kol dirsekten kilitlenmiş, parmaklar kasılarak bir pençe görünümü almıştı o günden sonra. Uygulanan tedaviler; ne eğri duran kalça çizgisine, ne sol bacaktaki kısalmaya, ne de kasılarak kemikleşen dirsek ve parmaklara bir çözüm olabilmişti geçmiş yıllarda. Bu durum yetmezmiş gibi, yurtdışındaki eğitimi sırasında 17 yaşında geçirdiği motorsiklet kazası nedeniyle el bileği kırılmış, onu sabitleyebilmek için konulan kemik sol kolda tam bir kısıtlamaya neden olmuştu. Sol ayağın üst kısmında bu kazadan dolayı kırıklar meydana gelmiş, yapılacak müdahelenin durumu değiştirmeyeceği söylenerek, diğer ayağın neredeyse yarısı kadar küçülmüş bir haldeyken öylece bırakılmıştı. Yıllar önce yaşadığı düşmeden meydana gelen kısalık, sol ayak tabanındaki sertleşme nedeniyle iyiden iyiye aksayarak yürümesine sebep olmuştu bu hassas, sessiz ve kırılgan insanın...

Beklentilerini yüksek tutmak istemeyişi, başladığımız ilk günden kurduğu her cümlede hissediliyordu. Kendince haklı sebepleri vardı mutlaka ama PICANHEAL metodum sayesinde, bütün kasılmaların, bu kasılmalardan kaynaklanan kapalılıkların tamamen ortadan yok olacağını biliyordum. Tam 55 yıl 'yokmuş' kabul ettiği sol tarafını yeniden kullanabileceğini kabul etmesi biraz zaman alacaktı doğal olarak. 

Çalıştığım bütün bedenlerin rahatsızlıkları, önceki ve sonraki koşulları çok farklı olmakla birlikte, sonuca giden yol hep aynıydı. Fiziksel, zihinsel ya da ruhsal engeller, kısıtlamalar; yapılan sabırlı ve özenli çalışmayla yerini yumuşamaya bırakıyordu. Yaşadığı bu değişikliği ilk önce kabul eden beden olmakla beraber, kişinin kendisinin idrak etmesi zaman alıyordu. 

"Eşimin çerçeveletmek için verdiği rulo halindeki resmi, normalde sol dirseğimin üzerinde taşırdım arabaya doğru giderken. O gün elimde tuttuğumu çok sonra farkettim. Yıllardır unuttuğum, görmezden geldiğim bir diğer yarım varmış meğer benim de. Senin kadar hiç kimse ne omuzum, ne kolum, ne dirseğim, ne de bileğim ve parmaklarımla bu kadar sabırla ilgilenmemişti. Hatta ben bile..."

Henüz bir kaç ay geride kaldı. Haftada iki gün, sadece iki saat çalışarak tabanın yere basmasını, sol ayağın da neredeyse sağ ayak ölçüsüne gelecek şekilde düzelmesini, diz arkasındaki gerginliğin ortadan kalkmasıyla kalça çizgisindeki eğrilikten kurtulmayı başardık. Bununla kalmayıp, dirseğin kemikleşmiş kıvrımından kurtularak, kolun, bedenin yanında düz olarak hareket edebilmesini sağladık. Geçirmiş olduğu ameliyat ve konulan parça nedeniyle en çekindiğim yer olan bilekteki kaslar da esnemeye başlayıp, el ve parmak hareketlerine izin verdiğinde, pençe gibi kasılmalar da son bulmuş oldu. 

'Boşuna mı onca yıl bu şekilde yaşamışım?" sorusuna en güzel cevabı, sanırım dünyaya gözlerini açalı bir kaç hafta olan torununu kucağına alabilme ihtimali vermiştir sevgili öğrencime...

(19.09.2017)

Yaşamak-8: Text
bottom of page